Türkçe çeviri

Bildirge 91 
Gayri resmi tercüme

Günümüzde İranlılar en temel insan hak ve özgürlüklerinden mahrum bırakılmaktadırlar.
İran halkı, yüz yılı aşkın bir süredir, haklarını güvence altına almak ve kolektif iradelerini yansıtabilecek adil bir toplum kurmak için çaba göstermişlerdir. Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nin ve beraberindeki sözleşmelerin altında uzun süredir imza olmasına rağmen, İran hükümetleri taahhütlerine hiçbir zaman sadık kalmamışlardır. İran devletinin dizginsiz gücünü sınırlandırmak çok zorluk teşkil etmiştir. İran halkı, güçler ayrımı ve hükümetin sağlam hukuki temellere dayanması ve millet iradesinin yansıması için tarih boyunca devam eden bir çaba göstermiştir.  Her iki devrim de halk egemenliğini sağlamayı başaramamış, oluşturulan yeni hükümetler keyfi icraatlara başvurmuş ve meşruiyetlerini kaybetmiştir.
Ülkemizin tehlikeli bir dönemden geçtiği şu dönemde, İran devleti dini sloganlara dayanarak, despot bir yaklaşımla sivil toplum ve bireysel insan haklarını çiğnemiş ve ülkenin doğal kaynaklarını tüketerek güç unsurlarını tekelinde tutarak sadece kendi bekasını sağlamıştır. İnsan onurunu manipüle etmekle sonuçlanan bu felaket siyasi baskı, yoksulluk, kötü ekonomik yönetim, toplumsal kargaşa, kültürel baskı, uluslararası bağlamda aşağılanma ve sayısız İranlının hayatına mal olmuştur.
İnsan onuruna üzerinde bu kadar olumsuz etkiler oluşturmuş bir vaziyeti tersine dönüştürmek için eleştirel düşünme ve İran’ın siyasi kültürünün yenilenmesi gerekmektedir. İran’da siyasi mutlakıyeti alt etmek için farklılıklarımızı benimseyip geçmişten gelen çoğulluğumuza kucak açmalıyız. Evrensel insani haklara dayanan ahlaki bir altyapının olmayışı, farklı siyasi düşüncelerin gelişmesi ve devam etmesini engellemekle kalmamış, var olan siyasi mutlakıyetin bekasına sebebiyet vermiştir. Farklı talep ve siyasi özlemleri karşılayacak ahlaki bir düzenin kurulmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır.  Herhangi bir siyasi aktivizmin yankısı, siyasi çoğulculuk ve kabul edilen evrensel ideallere göre değerlendirilmelidir. Farklılıklarımızı kabul etmek, siyasi kültürümüzün rönesansına vesile olup,  sivil diyaloğun kurumsallaştırılması, politik şiddetin sona ermesi ve bireysel özgürlüklere saygının artmasıyla sonuçlanacaktır.
Bu bildirge, hoşgörülü bir kültür çerçevesinde evrensel bir ifade oluşturmuş, halk mücadeleleriyle körüklenip, halkın iradesini tanıyan hükûmetler oluşturma cabalarını temsil eder.
Farklılıklara rağmen bir bütün olan Iran toplumu bir gökkuşağını temsil eder. Bildirge 91 bu zengin çeşitliliği kabul edip, yansıtmaya çalışan bir çabadır. Iran semalarını aydınlatan farklı renklerimizi incelemek, karşılıklı olarak, farklı bakış açılarımızı oluşturan güzelliği anlamamıza yol acar.
Aşağıda imzaları olan bizler, inanarak şunları beyan ediyoruz:

•    Tüm İranlıların eşitliğini kabul ediyor ve İran’ın refahının diğer ülkelerle olan dostluk bağlarını güçlendirmesine ve dünya milletleriyle barış sağlamasına dayandığını onaylıyoruz.

•    Bireyler özgür ve bağımsızlardır ve memnuniyetleri ayrımcılığa göz yummayan ve aralarında keyfi farklılaştırmalarda bulunmayan bir toplumsal sözleşmeye özgürce girmelerine bağlıdır.

•    Bütün insanların inançlarını seçme veya dinsiz olma özgürlükleri vardır.

•    Devletin araçları ve dini kurumlar bağımsız ve mesafeli olmalılardır; çünkü birini diğeriyle birleştirmek için yapılan her teşebbüs ikisine gölge düşürür ve ikisini de güçsüzleştirir.

•    Bir toplumun devam eden zenginliği her bir bireyin yasaya bağlılığına ve geleceklerine dair bireysel ve ortak vatandaşlık sorumluluklarının kabulüne dayanır.

•    Bir toplumun yaşama gücü; farklılıkları uzlaştırma, hakikati soruşturma, araştırma ruhunu canlandırma ve şiddetten kaçınma yeteneğine bağlıdır.

•    Fiilen ve ruhen şevkle adalet uygulayan ve şiddetten uzak duran yasal bir yönetim başlatan her bir toplum sağduyuludur. 

•    Ölüm cezası, intikamı cazip kılarak ve sonsuz bir şiddet döngüsünü ebedileştirerek adaletin kuyusunu kazar.

•    Bir hükümetin meşruluğu ve yüceliğinin yegâne teminatçısı yönetilenin verdiği izindir.  Halkın isteği sadece,  her vatandaşın oy verme veya seçilme hakkını kullanabildiği bağımsız seçimler yoluyla belirlenir.

•     Çoğunluğun isteği azınlığın yasal teminatlı haklarını çiğneyemez ve gasp edemez.

•    Dil ve kültür farklılığını onurlandırmak, toplumun tarafsızlık ve yenilik kapasitesini korumasını sağlayarak toplum yapısını zenginleştirir.

•    Bir toplumun en büyük kaynağı insan becerisidir ve toplumsal zenginliğe ulaşması bütün mensuplarının yeteneklerini bütünüyle kullanma kabiliyetine bağlıdır.

•    Sürdürülebilir ulusal ekonomik kalkınma yeteneği, herkesin yaşam gücünü beslemeye ve canlandırmaya ve ülkenin servetinin ve kaynaklarının adaletli dağılımına bağlıdır.

•    Devlet, ayrımcılığı yok etmeye ve kısıtlanmayan imtiyazlardan uzak durmaya, refah koşullarını geliştirmeye; bireylerin servetlerini, şereflerini, hayatlarını ve mahremiyetlerini korumaya ve yasaları ayrımcılık yapmadan uygulamaya çalışır.

•    Sınırsız ve kısıtlanmamış devlet gücü yolsuzluğun ve bahtsızlığın kaynağıdır ve idari mekanizmalar hiçbir zaman sivil toplum ve failleri tarafından reddedilmekten izole edilmemelidir.

•    Adli idare mutlak gücü ve ayrımcılığı ve gelişmeye engel diğer engelleri yok etmeli, bireysel hakları canlandırmalı ve sosyal birleşmeyi desteklemelidir.  Bu itibarla, yargının ihtiyari güçlerini genişleterek veya bireylerin özel işlerine müdahale edecek bir araca dönüştürerek yargıyı devletin yardımcısına çevirme çabaların hepsine karşı koyulmalıdır.

•    Oy kullanma hakkı ve vicdan özgürlüğü bir toplum sağlığının ve refahının teminatçısıdır.
•    Devlet memurluğunda ilerlemenin yegâne kıstası hak etmek ve yetkinlik olmalıdır.
•    Tarafsız ve güçlü bir medya halkın görüşlerinden oluşan en geniş spektruma ayna tutacaktır ve bu medya
popüler hâkimiyeti ve bireysel özgürlüğün lütuflarını koruyan vazgeçilmez bir dayanaktır. 

Aşağıdakiler İranlıların temel haklarını ve İran’ın müstakbel refahını destekleyecek düşüncelerimizi yansıtmaktadır.

Bireysel Hak ve Sorumluluklar:
Tüm İranlılar aynı sosyal haklara sahiptirler.
İran kayıtsız şartsız tüm İranlılara aittir. Her İranlı devredilemez olan vatandaşlığını koruma hakkına bahşedilmiştir ve hiç kimseye ülkelerine girme veya ülkelerinden çıkma yasağı konulamaz.
İran sakinlerinin hepsine ve yargı yetkisine tabi olan bireylere, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde tanınan temel haklar garanti edilmelidir.
Yasalara sadık olmak bütün İran sakinlerinin sorumluluğudur.
Herkes İran sınırları içerisinde hareket özgürlüğü ve yerleşim hakkına sahiptir.
Ülke sakinleri ırk, uyruk, cinsiyet, dil, din, politik veya diğer görüşler, sosyal köken bazında ayrımcılığa maruz olamaz.
Halkın isteği İran’ın tüm egemenliğinin kaynağıdır. Tüm İranlıların toplu istekleri, bütün vatandaşların oy kullanma izninin olduğu uluslararası ölçülere uygun olarak yürütülen özgür ve şeffaf seçimler yoluyla belirlenir.
Her İranlı sınırlandırılmamış düşünce ve vicdan özgürlüğüne sahip olmalıdır.
Her İranlı Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’ne uygun olarak düşünce ve ifade özgürlüğünden yararlanmalıdır.
Her İranlının kılık kıyafet ve halk önünde görünme hakkı olmalıdır.
Her İranlının sosyal, politik, kültürel veya dini bir kurum kurma veya bunlara üye olma hakkı vardır.
Herkesin barışçıl toplantı ve dernek hakkı vardır.
Her İranlının özgürlük, temsil etme hakkı vardır ve Her İranlı oy verme hakkını kullanabilmeli, mutluluğunu ve güvenlik hakkını sürdürebilmelidir.
Her İranlı, ibadet ve uygulamada açıkça gösterebileceği, kişinin dinini veya inancını değiştirme serbestliğini kapsayan ve dinsiz olma özgürlüğüne uzanan vicdan ve din özgürlüğünü tadabilmelidir.
Her İranlı ve ailesi için her bireyin şeref ve değer hakkı güvence altına alınmalıdır.
İtibar hakkı, kamu hizmetlerinden eşit yararlanmanın, sosyal, eğitim ve sağlık hizmetlerinden faydalanmanın, yeterli yiyecek, giyecek ve barınak elde etmenin teminatçısıdır.
Her ülke sakininin ücretsiz temel eğitime ulaşım hakkı vardır.
Her İranlının adil ve uygun çalışma şartlarından faydalanma ve ekonomik gerçekleşmede ilerlemek için etkinliklerde bulunma hakkına sahiptir.
Mülk edinme hakkına saygı duyulmalıdır ve keyfi bireysel veya halk engellemesine veya müdahalesine karşı herkesin hukuk tarafından korunma hakkı vardır.
Hiç kimsenin kişisel veya ailevi mahremiyetine keyfi veya kanunsuz müdahalede veya onur ve itibarlarına kanunsuz saldırıda bulunulamaz.
Her İranlı kendi cinsel yönelimine karar verebilir.
Bilimsel, edebi ve sanatsal buluşlar yaratıcılarına aittir ve herkes kendilerinin yazarı olduğu bilimsel, edebi ve sanatsal üründen kaynaklanan maddi ve manevi çıkarlarının korunması hakkına sahiptir.

Kadın Hakları;
Kadınlar kendi bedenlerinin muhafızlarıdırlar, sosyal davranışları özgürce yürütebilirler ve akıbetlerini zorunlu pederane idareden bağımsız bir şekilde belirleyebilmelidirler.
 Kadının ulusun kamusal hayatının herhangi bir kısmına özgürce katılım hakkına hiçbir sınır veya ayrımcılık zorla benimsetilemez.
Toplumun refahı kadının isteklerinin tümünün gerçekleştirmesine olanak sağlayabilmesine ve kamusal alandaki haklarının gelişebilmesine bağlıdır.
Kadının en yüksek politik, sosyal, ekonomik, askeri veya bilimsel konuma ulaşabilmesini yasaklayan her engel yok edilmelidir.
Kadının kanun önünde tamamen eşitliği sağlanmalı ve kadın hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadan bütün hukuki yönlerden eşit korunma altına alınmalıdır.
Kesinliği artırmak için, kanunun ayrımcı yorumuna veya uygulanmasına izin verilmeyecektir.
İşyerlerinde annelere, doğumdan makul bir süre önce ve sonra özel koruma sağlanmalıdır.
Kadınlara karşı ayrımcılığın yok edilmesi toplumun her üyesinin ahlaki ve kültürel yükümlülüğüdür.
Devlet, kadınlara karşı şiddetin bütün dayanaklarını yok etmekle yasal olarak yükümlüdür.
Evlilik niyetli çiftlerin özgür ve tam izinleriyle gerçekleşmelidir.

Vatandaşlık ve İşçi Hakları:
Barışçıl toplantı hakkı temel haktır ve ihlal edilemez haktır.
(İran’ın imzalayan devlet olduğu) Uluslararası Çalışma Örgütü’nün ilkelerine tam bağlılık ülke içinde istihdam koruyuculuğunun ve işçi haklarının tam uygulanmasının önkoşuludur.
İşçi sendikası kurma hakkı her işçinin temel hakkıdır.
İşçilerin kendileri ve aileleri için yeterli yaşam standardı sağlayacak asgari ücret düzenleme ve adil ücret ve eşit işe eşit ücret olanakları sağlamak şarttır.
Grev yapma hakkı ve işsizlik sigortası aslidir.

Azınlık Hakları:
İran, her biri eşit haklara sahip olan çeşitli dilsel, ırksal, kültürel ve dinsel gruplardan oluşur.
İran’ın ırksal, dilsel ve dinsel çeşitliliği ülkeyi paha biçilmez insan ve soysal kaynaklarla bahşetmiştir ve herkes böyle bir çeşitliliği, varlığını devam ettirmesi için ihtiyatla korumalıdır. 
Özellikle ırksal, dinsel ve dilsel olmak üzere tüm azınlıklar bireysel veya topluluk olarak, kendi kültürlerine sahip olma, dinlerini icra etme ve uygulama veya dillerini kullanma haklarına sahiptirler.
Çoğunluğun hakları, azınlıkların temel ve temlik edilemez haklarını kısıtlayamaz.
Tüm azınlıkların temel hakları anayasada saklanmalıdır.
 Cinsel yönelime bakılmaksızın, tüm bireyler kanun önünde sınırsız olarak eşittirler ve ayrımcılık yapılmaksızın kanunun eşit güvencesi altındadırlar.

Yargı:
Yasaları ve adaleti uygulamak intikam ve şiddetle ilgili olmamalıdır.
Yargı idaresi tarafsız ve devletin diğer dallarından bağımsız olmalıdır.
Herkes kanun önünde eşittir ve yargının yorumlanması ve uygulanması ayrımcılığa müsaade etmemelidir.
Hukukun üstünlüğünün olması zorunluluktur ve bunun gerçekleşmesi bireylerin ihtiyatlarına bağlıdır.
Herkesin, suçu uluslararası tüzel norm ve teminatlar gereğince yasal olarak uygun ve tarafsız yönetilen mahkeme tarafından ispat edilinceye kadar masum sayılma hakkı vardır.
Herkesin yaşama, özgürlük ve güvenlik hakkı vardır ve hiç kimse, kanun tarafından belirlenen yöntemlere uygun olan gerekçeler hariç keyfi olarak tutuklanamaz veya gözaltına alınamaz.
Her sanığın kendilerinin seçebileceği yasal danışman edinme, derhal bir yasal varlık önüne getirilme ve makul bir zaman içerisinde yargısal karara bağlanılma hakkı vardır.
Yasal olmayan bir tutuklamanın veya gözaltına alınmanın mağduru olan kimse dava edilebilir tazminat hakkına sahip olmalıdır.
Herkesin işkenceye, kaba, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye veya cezalandırmaya maruz kalmama hakkı vardır. Yaşamdan mahrum etmek adaleti geliştirmez.
Cezaevleri şeffaf bir şekilde yönetilmelidirler ve mahpusların onurlarını korumayı amaçlayan ulusal ve uluslararası yurttaşlık ve yasal organizasyonlara açık olmalıdırlar.

İdare:
Devletin yetki kaynakları,  yasal yapıların ve devletin siyasal dallarının ayrımının sonucunda İranlıların genel isteklerini yansıtan ve özgürce dahil olunan sosyal sözleşmedir. Bununla birlikte, çoğunluğun arzusu, azınlıkları koruyan yasal korumaları çiğneyemez.
Devlet dini kurumların işlerine müdahil olmaktan kaçınmalıdır ve bütün inançların ve onların yandaşlarının eşitliğini ve onurunu muhafaza etmelidir.
Devlet dini kurumlardan bağımsızlığını korumalıdır ve bir inancı diğerlerinden üstün tutmaktan kaçınmalıdır.
Devlet yapıları ulusal işleri yönetmede güç kollarını tekelleştirmekten kaçınmalıdır.
Devlet baba gibi davranma rolünden uzak durmalıdır ve her zaman genel halka cevap verici olmalıdır.
Devlet tüm dünyadaki ülkelerin haklarına ve egemenliklerine saygı duymalıdır.
Devlet kişilerin özel işlerine keyfi olarak müdahil olmamalıdır.
Ülkenin serveti ve doğal kaynakları herkese aittir.  Ulusal servetin kullanımı ve işletilmesi milli istek doğrultusunda gerçekleşmelidir.
Devlet ve memurları, ülkenin doğal kaynakları yöneticiliklerini istismar edemezler.
Devlet mali açıdan nüfustan bağımsız olamaz ve geliri temel olarak halktan elde edilmelidir.
Ekonomik gelişme öncelikle özel şahıslara ve vergilerin ve harçların elde edildiği ekonomik ve ticari gelirlere bırakılmalıdır. 
Devlet bağımsız seçimler yürütmekle ve uluslararası veya yurttaşlık örgütlerinin denetimine izin vermekle sorumludur.
Devlet basın mensuplarına özel kontrol uygulayamaz ve özel basın kuruluşlarının idarelerine ve işlemlerine keyfi müdahalelerde bulunamaz.
Devlet, ilgili kişileri veya muhabirleri halkın ilgisini çeken olaylarla ilgili bulguları takip etmek veya nakletmekten alı koyamaz.
Devlet mutlaka hoşgörüyü teşvik etmeli ve şiddeti ayıplayan toplumsal eğitici programlar sunmalıdır.
Anayasa vatandaşların isteklerini yansıtmalıdır ve ülkenin temel yasalarıyla ilgili herhangi bir değişiklik sadece halkın desteği ve onayıyla gerçekleşebilir.
Devletin araçlarının tüm unsurları, istisnasız anayasanın ruhuna ve metnine sadık olmakla yükümlüdür.
İster asker, ister polis veya güvenlik güçleri olsun, silahlı kuvvetlerin yükümlülüğü genel halkı korumak, halka hizmet etmek ve destek sağlamaktır. 
Silahlı kuvvetler herhangi bir siyası birime yardımcı gibi davranmaktan veya ulusun ekonomik yaşamına karışmaktan engellenmişlerdir.
Tüm vatandaşların orduda, emniyet veya güvenlik kurumlarında işe alınmaya değer hakkı vardır.
Yüksek askeri ve güvenlik memurları silahlı kuvvetlerde bulundukları müddetçe siyasi parti üyesi olmaktan menedilmişlerdir.
Askeri ve güvenlik memurları insan hakları, normları ve ilkeleriyle tutarlı askeri ahlak kurallarına uymalılardır.

Doğal Kaynaklar, Kültürel Miras ve Çevreyi Korumak:
Doğal kaynaklar, tarihi doku, arkeolojik alanlar ve çevre İran’ın en değerli milli mirasını temsil eder.
Sürdürülemez çevresel uygulamalara dayanarak ekonomik gelişmeye ulaşılmamalıdır.
Tedbirli idare, çevrenin ve doğal kaynakların sorumlu kullanılması şartıyla sürdürülebilir gelişmeyi gerektirir.
Tüm ülke sakinleri çevreyi koruma sorumluluğunu üstlenmelidir.
Bir kişinin veya kurumun, çevreyi bilinçli veya ihmalkâr tahribatı kesinlikle yasaklanmıştır.
Devlet çevreye etki değerlendirmeleri başlatmalıdır ve sürdürülebilir uygulamalara bağlı kalmalıdır.
Hayvanlar dünyada insanlarla birlikte yaşar ve onların iyiliklerine saygı duymak zorunluluktur.
Hayvan haklarına saygıda yetmezlik çağdaş davranış normlarını ve insancıl ahlaki değerleri çiğner. Herkes hayvanların şiddete ve zarara maruz kalmalarını önlemede yardım etmelidir.

Bildirge 91 üyelerden oluşan bir partizan emeği değildir. Kişinin imzasını atması, yol gösteren ilkelerini kabul etmesinin yegâne şartıdır. Bu Bildirge ne bir devlet kurma bahanesidir ne de belli bir siyasi eğilime katılımdır. Biz, aşağıda imzaları bulunanlar, buna rağmen, inanıyoruz ki, politika ve Devlet sadece dünyevi meselelerle ilgilenmelidir ve ikincisinin halkın isteğine tabi olmasının gerekliliğini takdir ediyoruz.  Bu Bildirgeyi destekleyen ilkelere farkındalık yaratmak, İran halkının katılımcı desteğiyle gerçekleşebilir. Benzer şekilde, bizim üzerimize düşen, şeffaf hedefler sürdürmek ve burada bahsedilen ilke ve normları geliştirmekle ilgili birey ve yurttaş eylemcilere yardım etmekle uğraşmaktır.

Bu Bildirgenin hükümleri hiçbir şekilde Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nin ilke ve amaçlarına aykırı uygulanamaz.
  


  


Ramin Jahanbegloo, Mehrdad Loghmani, Mehrdad Hariri, Ali Ehsassi, Mehrdad Ariannejad